Temmuz 2012 archive

ah şu papatya falları

yerden bir papatya kopartırsın, başlarsın yapraklarını tek tek yolmaya. seviyor, sevmiyor, seviyor, sevmiyor… senin için o papatyayı dalından koparmam yetmiyor mu anlamana? seviyor işte o k a n

(başlıksız)

aşk hep karmaşık olmuştu zaten beni dinlemiyorsun dersin, ben bir sonraki cümleni içimden tekrar ederken beni görmüyorsun dersin, ben gözlerinden geçip kalbinin içine bakıyorken hep birşeyler yazmak isterken, seni okumayı beceremiyor olurum, gidecekken sen cevap bile veremeyecek kadar umursamazımdır, daha en başından oyunun sonunu görürken ben öyleyim, dinlemem, görmem, bakmam bile, okuyamam, sen oyunu kaybettiğini …

Devamını oku

(başlıksız)

hayatın fırlatma koltuğu yok. düşmeye başladıysan, yapabileceğin tek şey yere çakılana kadar levyeyi çekmeye devam etmek ve işe yarayacağını ummak. o k a n

(başlıksız)

seni anlatabilecek olan, çoktan seçmeli sorularda en yi cevabı seçmen değil, kalemi sana bıraktıklarında nokta noktaların üstüne yazabildiklerindir. o k a n

masallar masallar

ölenle ölünmezmiş… gidenle de gidilmiyor zaten, sen sevdin diye de sevmiyor seni kimse onu da biliyoruz… o zaman yine kaldık mı daha sonunu yazamadığımız masalımızla başbaşa? peki daha sonu yazılmamış bir masal, bir masal mıdır gerçekten, bir masal haline gelmiş midir? onu da geçtim hadi, henüz yazarından başka kimsenin okumadığı bir masal gerçekte var sayılır …

Devamını oku